Mehmet Yalçınkaya MBTI性格类型
性格
"Mehmet Yalçınkaya是什么人格? Mehmet Yalçınkaya是MBTI中的ESTJ人格类型,九型中的1w2 - SX1 - ,五大类型中的,Socionics中LSE类型。"
PART II Ahmet Mümtaz: "Ne çağrıştırıyor vefa sende?" Mehmet Şef: "Vefa aslında benim olmazsa olmazlarımdan bir tanesi. Hayattaki 3 düsturumdan biri diyebilirim. Vefasız insanı hiç sevemedim ben. Hayatıma dokunan insanları da kolay bırakamıyorum. Dolayısıyla vefasızlık, bilmiyorum çok ağır olabilir ama, vicdansızlık gibi geliyor bana. Vefa duygunuzu kaybetmişseniz zaten.. " Ahmet Mümtaz: "Hayatta bir karşılığı var mı sence? İyiliğin de var mıdır bir karşılığı? Mehmet Şef: "İyilik yap denize at hikayesi var, ben hayatım boyunca hiç çıkarcı bir adam olmadım. Yani iyiliği hep yaptım. Ama hani bir gün o iyiliğin bana hep geri döndüğünü gördüm. Çünkü iyiliği yaptığımız zaman aslında çok da karşılık beklememek lazım. Karşılık beklediğimiz zaman çok da iyilik olmuyor. Ama herkes de yaptığı iyiliğin karşılığını almadı bu dünyada. Almıyor. Bunlar da vefasızlık gibi aynı." - Bir insan kendisinden bir şeyler vermişse, en iyi niyetlerini akıtmışsa bunun bir sonucu olmalı düşüncesi (Te-Fi [duyguların, reel hayatta karşılık bulduğunda ve elle tutulur sonuçları olduğunda bir anlamı vardır], sx1). Eylemlerinde özverili olduğu, bir şeylerden kâr amacı gütmediği vurgusu [13X] [3'ü ortaya verdim çünkü kendi işlevselliğinin, net tavırlarının pragmatiklik olarak yorumlanmaması için yorumda bulunması, alttan alta buna yönelen bir kişilik yapısı gösterdiğini ve muhtemelen bu konuda daha önce eleştiriler aldığını ve savunmak zorunda hissettiğini gösteriyor]. Eylemleriyle bizzat bir onay aramadığı vurgusunda bulunuyor, ancak iyiliğin bir karşılığı olmamasını vefasızlıkla eşleştiriyor (XXEL [hislerini temellendirme ve savunma ihtiyacı ve bunu yaparken gösterdiği düşük tutarlılık], sx1 [hayatta birçok şey 'olması gerektiği gibi olmuyor' ve bu da hayatın akışı ancak ben yine de bunu doğru bulmuyorum alttonu]. Ahmet Mümtaz: "Peki şifa desem ne dersin? Aslında bir tür şifacı olduğunu düşünüyorum senin çünkü yemek yapmak şifadır di mi, yanılıyor muyum?" Mehmet Şef: "Kesinlikle şifadır. Bizim topladığımız ürünlerin hepsini bir araya getirip pişirdiğimizde insanlara zaten şifa verirsin, derler. Aslında ilaçlarda kullanılan, şifa için ilaçlarda kullanılan neredeyse her şeyi biz mutfaklarda kullanıyoruz. Hemen bize restoranda biri geldiğinde boğazım ağrıyor dese ya da hastayım dese biz hemen bi' zencefil limon ya da bi' nane limon kaynatırız. Binevi şifacıyız." - Yemek yapmanın bir tür şifacılık olduğundan bahsedilirken şifa'nın ne anlam ifade ettiği kurcalanmak ve buna dair fikirler ifade edilmek yerine (Ni blind, XXXXN [herhangi bir fikrini ifade ederken herhangi bir soyutlama yerine daha da somutlaştırarak sanki o söylenenden, o bilgiden o anlamdan başka herhangi bir anlam çıkartılamazmış gibi hareket edilmesini görüyoruz] ), şifanın herkes tarafından bilinen ilk anlamı üzerine yoğunlaşılarak neden yemek yapmanın şifacılık olduğu fikrine katıldığını yemeklerin pratik faydasını örnekleyerek (Te-Si) anlatıyor. Tüm bu somut ve pratik örnekler verildikten sonra neden yemek yapmanın şifacılık olduğunun yeterince anlatıldığını düşünüyor (Te-Ne, Si-Ne, VXXL [1V-4L çünkü, her ne kadar bahsedilen şeyler herhangi bir mantıksal tutarlılık taşımasa dahi yeterince somut örneklerle desteklendiğinde tam da ifade edilmek istenen şeyin anlatıldığı özgüveni mevcut] ). Ahmet Mümtaz: "Peki empati?" Mehmet Şef: "Abi empati yüzünden ben çok çile çektim ya. Empati kurmaktan yoruldum yani. Çok yordu beni empati olayı. Hayatım boyunca yorulduğum konulardan biridir. Yani empati kurmaktan kendim hep ayakta kaldım." Ahmet Mümtaz: "Bir tür hâlden anlamak diyebilir miyiz empatiye?" Mehmet Şef: "Hâlden anlamaktan biraz ileride. İnsanların hâllerini anlarsınız ona göre bir çare bulur, olayı kapatmaya çalışırsınız ama empati sürekli kurduğunuzda sizi yoruyor. Ben mesela çok iyi bir hayvanseverim. Yani onlarla bile empati kuruyorum. Dolayısıyla empati kura kura yorulmamın sebebi şu: Çünkü her karşıma gelenle empati kurmak zorunda hissediyorum kendimi. Bu da beni yoruyor." - İnsanlara ve hayvanlara empati göstermek, ekstra enerji tüketen, üzerine düşünülmesi ve sınırlandırılması gereken ve yapılması gerekenleri aksatabilecek ancak "iyi bir insan" olmak için gösterilmesi gerektiğine inanılan bir meziyet (VFEL [olması gereken bir şey varsa ben bunu zorlansam da yaparım alttonu [1V], bir eylemin ona getirdikleri ve götürdüklerinin düzenli olarak vurgulanması [2F], bir duygunun kafa karıştırıcı, yorucu, otomatik olmak yerine hesaplanması gereken bir meziyet olduğu alttonu [3E], tüm bu anlatılanların birbiriyle hiçbir tutarlılığı olmaması ancak tekrardan soruya somut, net ve deneyime dayalı örneklerle cevap verildiği için gereken cevabın verildiği özgüveni [4L]). Çevreyle kurulan etkileşimlerde, oluşan duygusal atmosferden kendisini ne kadar istese de atamadığı vurgusu (Te-Fi, LSE) Kaynak: https://youtu.be/5sWCi1ihq4Q?si=eBTajGP0zEmAmbtY